2 Aralık 2014 Salı

Çok önemli çok



Bu kuralları okuyun. .

1) Dudaklarından öpmeyin kuzularınızı,
2)Garson amca kızar şimdi , bak teyze kızacak şimdi diye herkes sana kızabilir bağırabilir imajı yaratmayın
3) Kalabalık araçlarda otur teyzenin kucağına, sıkış amcanın yanına diyerek yabancılar ile arasında bağı kuvvetlendirmeyin.
4) Akraba dahi olsa çocuğunuzu kimse ile tuvalete yollamayın.
5) Kendini öptürmek istemiyor ise "öpsün bir kere" demeyin ona kızmayın.
6) Utana sıkıla modern olacağım diye çocuğunuz ile banyo yapmaya çalışmayın. (dikkat bebeğiniz ile demiyorum)
7) Vücuduna o istemedikçe kimse dokunamaz bunu ona öğretin
8) Yol boş diye kırmızı ışıkta çocuğunuz yanında karşıdan karşıya geçmeyin
9) Yol boş diye üst geçit yerine trafiğin arasından karşıdan karşıya geçmeyin
10) Litre litre kola içip kola çok zararlı demeyin (inandırıcılığınız ölüyor)
11) Kitap , dergi, gazete okumuyor iseniz çocuğunuz okumuyor diye onu aşağılamayın. Gökten inmiyor okuma alışkanlığı.
12) Sen yapamazsın değil, denemek ister misin deyin...
13) Anne- baba olun arkadaş değil...
14) Cıssssss demeyin, ona olabilecek zararı anlatın. Anlayacağı cümleler ile bilimsel gerçekler ile değil
15) Göz teması kurun
16) Bolca sarılın (unutmayın sizden ihtiyacı olan sevgiyi alan çocuk dışarıya daha az yönelecektir.)
17) Aşağılamayın, yargılamayın, utandırmayın ve asla kıyaslamayın (unutmayın her çocuk özeldir. Tektir.)
18) Korkutarak değil açıklayarak öğretici olun.
19)Sorduğu kadarına yanıt verin destan yazmayın
20) Çocuğunuzu etiketlemeyin, olumlu-olumsuz etiketler baskı yaratır. Ona isim takmayın, el şakası yapmayın ...

Kıssadan hisse

30 Ekim 2014 Perşembe

Tembel Avrat Reyonu...

Gaziantep Oli Center isimli market zincirinde bir reyon ama önemli bir reyon :) Herşey hazırdır.Soyulmuş sarımsak,temizlenmiş pırasa,oyulmuş dolmalık biber,kabak...

:)

29 Ekim 2014 Çarşamba

Bilemedim ki...

Öyle mi acaba?

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI

BAYRAĞIMIZ İLELEBET GÖKYÜZÜNDE DALGALANSIN,ATAM NUR İÇİNDE YATSIN VE ARTIK EMANETLERİNE DOĞRU DÜZGÜN SAHİP ÇIKILSIN!HEPİMİZİN BAYRAMI KUTLU OLSUN...






28 Ekim 2014 Salı

AKŞAM KEYFİ :)))











+13 Lezzet Haritası

              Show Tv de yayınlanan EZGİ SERTEL'in sunduğu Lezzet Haritası isimli programa kesinlikle +13 ibaresi eklenmeli! Yemekler hazırlanana kadar bir sorun yok,farklı yörelerden farklı lezzetlere şahit olmak hoş sunucunun tavırlarına katlanabilirsen amma ve lakin tadım faslı gelince işler karışıyor... O ne zevk alarak yemek yemektir yahu,sanırsın kadın Nirvanaya ulaştı.Abartılı ve şımarık halleri beni benden alıyor.Noluyor yani noluyor sırattan direk geçiş hakkı kazandın da ondan mı bu haller!!!





              Televizyonunun başında izleyen hamilelerin,çocukların ve alıp yiyemeyecek durumda olanların vay haline!Çocuk gördüğünü ister napsın o ana baba bu durumda? En iyisi +13 hiç olmazsa büyük laftan anlar.Alabilecek durumda olsan bile o anda imkanın olmayabilir; nerden bulayım ben oturduğum yerde İnegöl Köfteyi,Diyarbakır Kadayıfını,Erzurum Cağ Kebabını.Yemek programlarını izlemeyi pek severim ama biraz hassasiyet nolur.Bi de yemekleri tadarken koca tencereye kaşık daldırmalara,üzerine eğilerek yenilmesine sinir oluyorum resmen.O kadar yemek ziyan oluyor herkes senin artığını yemek zorunda değil ki.Alırsın bir parça tabağına bakarsın insan gibi tadına!Ne diyebilirim ki sadece EDEP YA HU!






20 Ekim 2014 Pazartesi

Turşu muamması...

Malum turşu zamanı... Eşimde bende turşuyu pek severiz ve hemen hemen her yemeğin yanında masamızda baş köşede bulunur.Evlendiğimden beri (yani 3 yıldır:)) turşumu kendi kendime yapıyorum ama nasıl????Alıyorum marketten Dr.Oetker TURŞUKUR'u tarifine göre yapıp her pakete de bir çay bardağı ekstra limon suyu ilave edip mis gibi turşumu yapıyordum.Valla tek kelimeyle nefis oluyor,tuzu,ekşisi yerinde kıtır kıtır ve en ufak bir beyazlaşma dahi olmuyor.İlk günki halini bitene kadar muhafaza ediyor.Yine ben bildiğimden şaşmayıp alacaktım birkaç paket turşukur gösterecektim marifetimi :) ama benim pek sevgili eşim bu gidişe bir dur dedi."O pakette ne de olsa kimyasal vardır.Bize onu yedirme yıl boyu lütfen kendin yapar mısın dedi.Mantıklı geldi haliyle ve büyük bir fedakarlık yaparak peki dedim,ben yaparım kendi kendime! Pazara gidip biber,kornişon,acur ve yeşil domates aldık beraber.Turşunun karışığını severiz ikimizde öyle tek çeşit falan kesmez bizi:)Gelirken marketten turşu için salamuralık iri tuz,üzüm sirkesi aldık ve evimize geldik ınınınnnnnnnnnnn  O heyecanlı anlar başladı; önce malzemelerimi yıkadım kestim dilimledim falan.Cam kavanozumun en altına bir avuç nohut attım ve  bir güzel dizdim  sıkı sıkı.Geldik en can alıcı noktaya yani turşunun suyunu hazırlamaya!İnternetten biraz araştırma yaptım her kafadan bir ses ama hepsi yumurta ayarında birleşiyordu.Bilenler bilir bilmeyenler için,hani suya tuz atıp karıştırıyorsun yumurta dibe çökerse tuz az demek, suyun üzerinde yüzünce ayar olmuş demektir.Bende bunu deneyeyim dedim tuzu attım karışırdım yumurta da tık yok,attım karıştırdım tık yok en sonunda biraz biraz havalandı kibarım.İşte dedim yüzdü sonunda sirkesini ve azıcıkda limon tuzu ilave edip karıştırdım.Kavanozuma boşalttım,tadına baktım mı tabi ki hayır yumurta yüzdü ya tamam işte :)))Görüntü süper hadi bakalım hayırlısı dedim...Aradan günler geçti bi bakayım dedim ne alemde turşum kapağı açtım ve bir tane acur aldım aman yarabbi tek kelimeyle tuz yedim.Öyle tuzlu olmuş ki resmen yıkıldım o kadar emek ve malzeme boşa gitti dedim.Bu defa internetten turşunun tuzu fazla olursa ne yapılır diye araştırmaya başladım.Genelde  birkaç yöntem vardı,kimisi elma dilimleyip çekirdekleriyle koymamız gerektiğini,kimisi de soyulmuş soğanın sirkeyle beraber ilave edilmesini yazıyordu.Ben durur muyum tabi ki durmam! bende patates eklemeyi buldum, yemeğin tuzunu almak için konulmuyor mu turşunun da tuzunu alabilir bence :) Ben işimi garantiye alayım dedim ve 3 yöntemi de denemeye karar verdim.Kavanozumdaki suyu süzdüm,soyup dilimlediğim patatesleri, elma dilimlerini aralara sıkıştırdım.3 Soğanı soyup dörde böldüm sirkeye yatırdım ve en son bu karışımı da kavanoza ekledim üzerine biraz kaynamış soğumuş su ve en son aldığı kadar kendi suyunu ekledi ve bu defa tadına baktım :) valla güzel olmuştu.artık bu üçlemeyle fazla tuzdan arınacağını ve lezzetli olacağını düşünüyorum.3-4 haftada turşunun düzeleceği yazıyordu umutla bekliyorum inşallah beni mahçup etmez... 

22 Eylül 2014 Pazartesi

Çooook kolay poğaça

Poğaça kolay ama ben kaşındım kendimi zora soktum:) Yok şekli güzel olsun yok tabakta göz doldursun derken bi de baktım nerdeyse içli köfte yapmak gibi el oyalamış :))) Amma ve lakin pişman değilim yine olsa yine yaparım :) Gelelim tarifimize;

Poğaça hamuru

Malzemeler:

2 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvıyağ
3 paket kabartma tozu
Tuz
Aldığı kadar un

İç Malzemesi:

İstenilen herhangi bir iç harç kullanılabilir ama ben patatesli yaptım bu defa onun malzemeleri ise şöyle;

Haşlanmış patates
Soğan
Yeşil ve kırmızı biber
İstenilen baharatlar(ben kırmızı biber,kara biber,kimyon,kekik ve azıcık zerdeçal koyuyorum :))
Yağ

Yapılışı:

İçi: Sıvıyağda ufak ufak doğranmış soğan ve biberler kavrulur.Baharatlar ve tuz eklenir.Ezilmiş patates ilave edilir.Soğumaya bırakılr.

Hamuru: Yoğurma kabına yoğurt konur ve kabartma tozları ilave edilir.İyice köpürmesi beklenir.Daha sonra sıvıyağ ve tuz ilave edilip karıştırılır.Yumuşak bir hamur olana kadar un eklenir.Harçtan mandalina kadar alınıp elle açılır.Ortaya harç konup kapatılır.Bıçakla 7-8 dilim halinde kesilir.Her parça yana doğru kıvrılır.Yağlı kağıt serili tepsiye dizilir.Üzerine yumurta sarısı sürülür ve tomurcuk gibi görünmesi için haşhaş tohumu serpilir.180 dereceye ısıtılmış fırında kızarana dek pişirilir.Afiyet olsun...






18 Eylül 2014 Perşembe

Doğum günü kutlaması :)

            Bugün aşkımın,canım kocamın doğum günü! Yaklaşık bir haftadır gribim ve hala tam olarak  iyileşmiş değilim ama doğum günleri benim için çok özeldir bu yüzden de kutlanmalıdır! bitti nokta! :)) Bundan mütevellit hasta hasta yola çıkılır önce avmye gidilir;şapşal şapşal ne alınabilir diye bakılır sonra aniden karar verilir ve bu defa da onun için gezilir.Alınır,hediye paketi yaptırılır bitti mi tabi ki hayır!Mutfağa girip bişeyler yapmaya mecalim olmadığından hazır yaşpasta almaya gidilir. Çikolatalı pastadan ikimizde haz etmediğimizden muzlu ve fındıklı olan ve ziyadesiyle göze hoş görünen bir pasta alınır not yazdırılır ve tam anlamıyla sürünerek eve gelinir :) Sonra aldıklarımız vaktinden önce görülüp sürprizi kaçırmasın diye köşe bucak saklanır.Esas oğlan geldiğinde alelade birgün gibi davranıp hiç renk verilmemeye çalışılır.(tabi ne kadar başarılı olabiliyorsam) Akşam pastaya mumlar konur,yakılır ve şarkı eşliğinde sunulur.Onu takiben hadiye verilir,beğendi mi diye gözünün içine bakılır ikna olunmaz tekrar tekrar sorulur,olmadı değişim kartı var gidelim değiştirelim diye teklif edilir sayısız kere ikna olunursa herkes mutlu bir şekilde bu ritüelde sona erer :) Çok şükür bizde böyle oldu yani...Güzel,huzurlu bir akşam geçirdik.Allah herkese de bize de sağlıklı,uzun ömürler nasip etsin inşallah....

2 Eylül 2014 Salı

Yeşil Tuz :)

           Geçen gün yıkanmış maydanoz biraz solmuş göründü gözüme; yemeği damağıma,atmayı kendime yakıştıramadım :) Hemen bir havlu peçetenin üzerine serip masada kurumaya bıraktım.Onun tek başına canının sıkılacağını düşünerek yanına bir kaç dal da nane ekledim.İkisi kardeş kardeş bir güzel kurumuşlar.Komşumun kurutup verdiği bir parça da ısırgan öksüz gibi nicedir beklemekte.Kendi ellerimle ayıklayıp kuruttuğum mis gibi biberiyem de elimin altında.Birden ampul yandı :))) Hepsini ve biraz tuzu rondoya koyup çektim ortaya nefis bir yeşil tuz çıktı.Varın lezzetini siz tahmin edin :)


1 Eylül 2014 Pazartesi

Halil Koçak-Doğudan Doğanım

    Günaydıııııınnnnn :)) Gözümü açtığımdan beri dilimde bu şarkı,ilk çıktığından beri çok büyük zevkle dinliyorum.Beste de,güfte de nefis...Sese zaten hiç söz yok bence.Malesef ortadan kayboldu ve bana göre çok yazık oldu...



31 Ağustos 2014 Pazar

Köy gezisi...

         Halamlar dün bizi köye davet ettiler.Köy dediysem mahalle oldu artık ve koku olur diye hayvan beslenmesine bile izin verilmiyormuş.Eski doğal halinden eser yok...Dipdibe 2-3katlı şehir merkezindeki evleri aratmayan evler var;hem mimari,hem de dekorasyon olarak.Hatta halamın mutfağı ankastre! o kadar söylüyorum başka da bişey demiyorum :)))) Bizim için mükellef bir sofra kurulmuş ve tanıdıklarımızın çoğu da çağırılmıştı.Çoluk çocuk 15-20 kişi vardık.Curcuna,hareket,bol sohbet iyi geldi.Turist Ömer gibi fotoğraf çekmem hoş karşılanmaz diye çekmedim,belki de hepsinin instagramda hesabı var ama bilemedim:) Evin bahçesi çok güzel ve geniş ama toplanıp getirilecek pek bişey yoktu.O yüzden evin 2 km kadar uzağında olan tarlalarına götürdüler bizi, gelmişken bişeyler toplasaydım diye söyleyince.Tarlada ayrılmaz üçlü domates,biber,patlıcan onun dışında bamya,incir ve acur vardı.Allah öyle büyük,öyle yüce ki her yerde onu görebiliyorsunuz. Yanyana aynı toprakta yetişiyor ama hepsi farklı renk,farklı doku ve tatta...Hele o inciri ikiye bölüp içini uzun bir süre incelemişliğim var.O ne muhteşem bir diziliş,o ne ahenk!!! Aynı şey zarından ayırıp baktığınızda turunçgillerde de geçerli.Tamamen yüce yaradanın tecellisi her biri.Şükürler olsun bize verdiği her nimete...Halam ve ben bişeyler toplayıp eve döndük,hep beraber semaverde mis gibi demlenmiş çayımızı hafif hafif esen rüzgarın yarenliğinde içtik.Güzel ve özel bir gündü,emeği geçen herkese teşekkürler,bu günü yaşamamızı nasip eden rabbime de binlerce şükürler....

29 Ağustos 2014 Cuma

Misafir vaaaaarrrrr.....

      Sabah annem bana geldi. Hava muhalefetinden ne zamandır gelemiyordu :) Anormal sıcak ve malesef yüksek tansiyon sebebiyetiyle pek tadı yoktu.Çok mutlu oldum beraber nefis bir kahvaltı yaptık.Sonra eski komşumuzu çağırmaya karar verdik.Müsaitmiş gelebilirim deyince aldı beni bir telaş...Misafir öyle ikramsız kaldırılmaz malum.Hemen annemle mutfağa girdik, çayın yanına bir tuzlu bir şekerli olsun bari dedik ve peynirli milföy böreği ve ıslak kek yaptık.Çok şükür ikisi de güzel oldu ve beni mahçup etmedi.Milföy böreğini bilen zaten bilir ama ıslak kekimi paylaşmak istiyorum çünki; bir yiyen pişman, bir yemeyen :)))Sevgili eşim de ne zamandır istiyordu bu keke sıra gelmemişti.O da afiyetle yer inşallah birazdan,bir taşla iki kuş vurmuş oldum :)))


KAKAOLU ISLAK KEK

MALZEMELER:
 2 yumurta
3 kahve fincanı şeker
1/2 su bardağı sıvıyağ
1/2 su bardağı süt
3-4 kaşık kakao
1 vanilya
1 kabartma tozu,limon kabuğu rendesi
Aldığı kadar un

Üzeri için: 
1 su bardağı süt

Süslemek için:
 1 paket kakaolu krem şanti
1/2 su bardağı süt,çikolata (rende olacak) 

YAPILIŞI:
Şeker ve oda sıcaklığındaki yumurta köpük köpük olup sarı renk alana kadar çırpılır.Üzerine kabartma tozu ve un dışındaki malzemeler eklenerek iyice çırpılır.Un elenerek kıvam ayarlanır,en son kabartma tozu katılıp çok karıştırılmadan borcama dökülür.180 dereceye ısıtılmış fırında pişirilir.Çıkınca ılıması beklenir ve soğuk süt kaşık kaşık gezdirilerek ilave edilir.İyice soğuyunca sütle köpürtülmüş şanti sürülür ve çikolata rendelenerek ilave edilir.Dinlendikçe çok daha lezzetli olan bu kek,ılıkken bile nefis (biz öyle yedik ondan biliyorum :))) 

Not:Bu ölçü orta boy dikdörtgen borcam için ideal oluyor.Kalıp büyüdükçe ölçüyü de aynı orand artırabilirsiniz.Afiyet olsun...




28 Ağustos 2014 Perşembe

PİRPİRİM AŞI (SEMİZOTU)

MALZEMELER:
1/2 kg pirpirim (semizotu)
1 adet kuru soğan
2 diş sarımsak
1 adet yeşil biber
1 adet kırmızı biber
1 adet domates
1/2 kahve fincanı bulgur
1 kase haşlanmış nohut
salça,tuz,karabiber,zeytinyağı

YAPILIŞI:
 Soğanlar ve biberler doğranıp zeytinyağında kavrulur.Rengi dönünce salça,domates ve ufacık kıyılmış sarımsak eklenir.Bir müddet hep beraber kavurduktan sonra bulgur ilave edilir,1-2 defa çevirdikten sonra ayıklanıp,yıkanmış ve iri parçalar halinde doğranmış pirpirim ilave edilir.Suyu ve baharatları da eklenen aş orta harlı ocakta pişmeye bırakılır.Piştikten sonra haşlanmış nohut,limon suyu veya limon tuzu eklenerek servis yapılır.Afiyet olsun :)



Kahvaltı :)

Şehir dışından yatılı akrabalarımız gelmişti.Malum kalabalık olunca iştah da artar, sofranın bereketi de...Herşey paylaşınca güzel sahiden de ,Allah herkese de bol bereketli sofralar nasip etsin....


GAZİANTEP USULÜ LAHMACUN

MALZEMELER:
Yağlı kıyma
Maydanoz
Domates
Yeşil ve kırmızı biber
Sarımsak
Salça(mümkünse yalnızca biber salçası)
Tuz,karabiber,acı kırmızı pulbiber ve kimyon

YAPILIŞI:
 Kıyma dışındaki tüm malzemeler rondodan geçirilir veya et makinasında çekilir.Kıyma ve baharatlar eklenerek harç yapılır.Fırına yollanıp pişirtilir.Fırınlar bilmiyorsa evde un,su ve tuzdan oluşan bir hamur yapılır.Biraz dinlendirilip açılır,harç konarak genişletilir ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisinde pişirilir.Afiyet olsun :)
Not: Gaziantep lahmacunun özelliği sarımsaklı olmasıdır.Kışın ayrıca soğanlı lahmacun yaptırılır.Onun harcına da kıyma,soğan,bol ceviz,nar ekşisi konur ve çok ama çok nefis olur :)

10 Ağustos 2014 Pazar

Çıldırtan kumrular

Nolur bir bilen varsa söylesin, bana bir yol göstersin. Balkonlarıma musallat olan kumrulardan,seslerinden ve pisliklerinden gına geldi. Ne yapayım da onlardan sonsuza kadar kurtulayım????

8 Ağustos 2014 Cuma

Sıcak...

Sıcak çok sıcak! Oturduğum yerde vücudumdaki terin yol alışını hissetmek istemiyorum artık! Şakır şakır yağmur yağsın,çoraplarımı olmadı patiklerimi giyeyim istiyorum.

Soner Arıca-Deniz Gözlüm