Her devirde
olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu devrinde de maddi olarak sıkıntı çeken
insanlar bulunmaktaydı. Bu insanlar da evlerinin geçimlerini bir şekilde devam
ettirmek zorundaydı ve adına bugün ” taksitle alışveriş, vade ile satış”
diyebileceğimiz ve bazılarımızın eski bakkallardan hatırlayabileceği bir usül
kullanılıyordu. Veresiye defteri. Osmanlılar buna Zimem Defteri adını
vermişlerdi.
Zimem defteri örneği
İhtiyacı olan ve
elinde nakit parası olmayan vatandaşlar, mahallenin esnafından alış verişini
yapar, dükkan sahibi de alacaklarını daha sonra ödenmek üzere zimem
defterine yazardı. Eline para geçen borçlu da en kısa sürede borcunu öderdi.
İşin daha ince
kısmı ise şuydu;
Özellikle
ramazan ayında , o bölgede tanınmayan bir kişi ( özellikle farklı bir semttin
sakini zengin kişi ) gördüğü ilk dükkana girerek:
-” Bakkal
efendi, çıkar bakalım şu zimem defterini” der,
-”İlk 5 sayfanın
yekününü hesapla bakalım.”
Esnaf hesaplar
ve fiyatı söyler. Bizim tanımadığımız o yabancı şahıs çıkarır altın kesesini,
esnafın söylediği tutarı ona uzatır ve :
-”Sil bütün
borçlarını, Allah kabul etsin”, der.
Tüm borçlar
silinir. Bunun gibi birkaç kişi daha gelirse mahallelinin borçları
ödenmiş olur.
İşin hassas olan
kısmı da, ne borcu ödeyen kimin borcunu ödediğini bilir, ne de borcu kimin
ödediği bellidir. İşte bu sayede ne zenginde gururun emaresine rastlanılır, ne
de fakirde borçlu olmanın minneti görülürdü.
Allah hepimizi veren el etsin inşallah...İlle çok yüksek meblağlara gerek yok,bir tebessüm bile sadakadır.Zira...